Erdoğan ve Macron’un Ağız Dalaşı
Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, şimdi de Karabağ… Erdoğan ve Macron arasında bitmek bilmeyen ağız dalaşı geçtiğimiz ayda sürdü. Erdoğan her zamanki gibi diplomatik nezaketten uzak «Senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak », « Fransa’nın başındaki kifayetsiz muhterisin » gibi söylemlerle Macron’u hedefine alırken, Macron ise hakaretten çok başında Erdoğan’ın bulunduğu Türkiye’nin sorun kaynağı olduğunu ve Türkiyelilerin daha iyisini hakkettiği söyleyerek karşılık verdi.
Macron’dan Türkçe tweet: ilerleyelim
Bütün bir yaz boyunca devam eden Doğu Akdeniz’de yer yer askeri olarak süren gerilim, yerini yavaşça diplomatik girişimlere bırakırken, AB içerisinde Yunanistan ve Kıbrıs’ın en büyük destekçisi Macron ‘nihayetinde’ Erdoğan’ı dizginlediği mesajı verdi.
10 Eylül’de Korsika’nın başkenti Ajaccio’da Kıbrıs, Fransa, Yunanistan, İtalya, Malta, Portekiz ve İspanya hükümet ve devlet başkanlarının katılımıyla bir zirve düzenlenmiş ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri karşısında Kıbrıs ve Yunanistan’a « tam destek ve dayanışma » ifade edilmişti. Zirve öncesinde Macron, Erdoğan’ı hedef olarak « Biz Avrupalılar olarak Erdoğan’a karşı sert ve güçlü olmalıyız. Herhangi bir gerilimden uzak durmaya çalışıyoruz fakat Türkiye’nin bölgedeki amaç ve isteklerini netleştirmesi gerekiyor. Avrupa’nın Türkiye’ye karşı daha net ve birlik halinde bir tutum sergilemesi gerekiyor » demişti. Bu zirveden çıkan sonuçların Avrupa Parlamentosu kararı olarak geçirten Macron, Erdoğan’nın verilen mesajı aldığını ima ederek Fransızcasının ardından Türkçe olarak da şöyle bir tweet attı:
« Ajaccio’da, Türkiye’ye net bir mesaj gönderdik: iyi niyetli, naiflik olmaksızın sorumlu bir diyaloğu yeniden açalım. Bu çağrı bundan böyle Avrupa Parlamentosu’nun da çağrısı. Görünüşe göre de işitilmiş. İlerleyelim »
Milyar dolarlık silah pazarı açıldı
Türkiye ve Yunanistan gerilimden şu ana kadar en kazançlı çıkan taraf ise Fransa oldu. 12 tanesi ikinci el olmak üzere 18 tane Rafale tipi savaş uçağını Yunanistan’a satmayı başardı. Fransız gazeteleri ise bu habere ‘ilk defa bir AB ülkesine savaş uçağı satacağız » diyerek sevinçle karşıladı. Daha da ilginci Macron’nun türkçe tweetinin ardından gazetelere düşen kulis haberlerine göre Erdoğan ve Macron’un ikili bir telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan’ın Macron’dan Türkiye’nin Fransız-İtalyan silah şirketleri tarafından ortak üretilen SAMP/T tipi hava savunma sistemlerini satın alınmasını kolaylaştırmasını istediği iddia edildi. Eğer iddia gerçekleşirse Fransa’nın tüccarlığı parmak ısırtacak düzeyde. Zira Yunanistan’a savaş uçakları satarken, Türkiye’ye de hava savunma sistemleri satacak. Bu arada da ABD, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırarak, Doğu Akdeniz’de « ben de varım » dedi.
Karabağ savaşı
Macron ile Erdoğan arasındaki ağız dalaşı bunlarla da sınırlı kalmadı. Eylül ayının son günlerinde tekrar alevlenen Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ savaşı iki ülke başkanını tekrar karşı karşıya getirdi. Savaşın patlak vermesinin hemen ardından sürekli Azerbeycan’a desteğini yineleyen Erdoğan, yangına körükle gitmekte beis görmüyor. Tüm dünyadan savaşan iki ülkeye de ateşkes çağrısı yapılırken, Erdoğan « Artık netice zamanıdır, Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi göbeklerinin bağını kesiyor. Türkiye olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum » diye açıklamalar yapmaya devam etti.
Suriye’de savaşan cihatçıların MİT tarafından organize edilerek Gaziantep üzerinden Azerbaycan’a gönderilmesi ise Macron’un tepkisi çekti. Rusya ve ABD ile Mins grubunu oluşturan ülkelerden biri olan Fransa, Türkiye’nin savaştaki rolüne dikkat çekerek « Türkiye kırmızı çizgiyi geçmiştir » dedi. Suriye’den Dağlık Karabağ’a en az 300 savaşçının gönderildiğini tespit ettiklerini belirten Macron, « Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayıp bu konuda açıklama isteyeceğim çünkü Minsk grubu üyesi olarak bunu talep etmek Fransa’nın sorumluluğu. » ifadelerini kullandı. Fransız Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin söz konusu davranışlarının NATO müttefiki bir ülkeye yakışmadığını da belirtti.
