Fransa'da Yaşam

La Vie en France (aylık fransızca ve türkçe gazete)

Avrupada yașayan Türkiye kökenli göçmenlerin siyasal davranıșları ve eğilimleri üzerine

İbrahim Balcı

Avrupa ülkelerinde, büyük çoğunluğu Almanya’da olmak üzere yaklaşık 6 milyon Türkiye kökenli göçmen yaşıyor. 

Şu kadarını biliyoruz ki; Türkiye kökenlilerin önemli bir kesiminin yaşadıkları ülkelerdeki toplumsal ve siyasal gelişmeler karşısında aldıkları tutumla, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal gidişatı hakkında gösterdikleri tepkiler farklılıklar gösteriyor. 

Bunu gerek seçimlerdeki siyasal tercihlerinden gerek bu konularda yapılmış araştırmalardan gerekse sahada ki gözlemlerimizden biliyoruz. 

Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin yüzde 90 gibi büyük çoğunluğu, yaşadıkları ülkelerde, siyasetin sol yelpazesinde olan parti ve hareketleri destekliyor. 

Bu tutumlarını kimi sosyal ve siyasal gelişmelerde, özelikle de seçimlerde açıkça ortaya koyarlar. 

Fakat, mesele Türkiye’nin siyasal, toplumsal sorunları ve seçimleri olduğunda karpuz gibi ikiye bölünürler. 

Yüzde 65 gibi büyük bir kesim geleneksel siyasetin sağ muhafazakâr yelpazesini desteklerken, kalanı ise kendisini sol siyaset olarak tarif eden bir yerde durur.  

Oysa, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal meseleleri üzerinden, yüzde 65 ve yüzde 35 olarak bölünen Türkiye kökenli göçmenler, yaşadıkları ülkelerin toplumsal ve siyasal sorunları söz konusu olduğunda, ortak siyasal tercihlerde birleşebiliyorlar. 

Daha çelişkili ve karmaşık gibi görüneni ise, yaşadığı Avrupa ülkelerinde ırkçılık karşıtı sol siyasal partileri desteklerken Türkiye siyasetinde ise ırkçı ve ayrımcı politikalara oy verebiliyorlar. 

Peki, bu çelişkili ve paradoks gibi görünen durumu nasıl izah etmek gerekiyor? 

KENDİSİ GİBİ DAVRANMAK YA DA EGEMENLERİN KULLANIȘLI ARACI OLMAK

Kimi muhafazakâr ve sağ liberal yazarlar ve siyaset bilimciler, Türkiye kökenli göçmenlerin bu siyasal davranış biçimlerini gayet realist ve pragmatist bulup olumluyorlar. 

Türkiye kökenli göçmenlerin yaşadıkları ülkelerde ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı en azından söylem düzeyinde de olsa daha net bir duruşu olan sol, sosyal demokrat siyasetin limanlarına sığınmalarını, göçmenlerin korunma ve savunma içgüdüsünün doğal bir sonucudur elbette. 

Bu durumu pragmatist (faydacı) davranış biçimi olarak yorumlamaktan öte, kendi gerçek sosyal konumları onları böyle davranmaya itiyor aslında. 

Çünkü, göçmen olmak onları her türlü ırkçı saldırı ve dışlanmaya açık hale getiriyor. 

 Öte yandan her türden ırkçı, ayrımcı popülist siyasal akımların hedefi haline geliyorlar. 

Büyük çoğunluğu işçi ve en zor işlerde çalışmakta.

Yaşadıkları ülkelerde ortalama işsizlik yüzde 5 iken, ya da pandemiden dolayı yüzde 10’ları bulmuşken göçmenler içerisinde bu oran her zaman üç katı oluyor. 

Ülkenin tüm gençleri içerisinde hiçbir meslek diploması alamadan eğitim hayatı sona erenlerin oranı yüzde 3 – 4 iken bu oran göçmen çocukları içerisinde yüzde 20’leri geçiyor. 

Üniversite eğitimine kadar yükselen gençlerin oranı yüzde 50’leri buluyorken, bu oran göçmen gençleri içerisinde yüzde 5’leri zor buluyor. 

Kısacası, yaşanan ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunların altında ezilen, bunalan, en çok mağduru olan bir kesimi oluşturuyorlar. 

Bu sebepledir ki, içerisinde bulundukları bu zor koşullardan dolayı ırkçı ve ayrımcı söylem ve saldırılara karşı daha eşitlikçi ve özgürlükçü siyasal akımları kendilerine daha yakın görüp desteklemeleri anlaşılır bir durumdur. 

Dolaysıyla, Türkiye kökenli göçmenler yaşadıkları ülkelerin toplumsal sorunları içerisinde kendi somut sosyal konumları üzerinden hareketle kendileri gibi davranıyorlar. 

Destekledikleri sosyal demokrat partilerin her geçen gün daha fazla ikiyüzlü neoliberal partilere dönüşmesi bu gerçeği değiştirmez

Fakat, mesele Türkiye’nin sosyal ve siyasal sorunları olunca orada kendileri olmaktan çıkıp Türkiye sermaye sınıfının ve onun siyasetteki ikiyüzlü çıkar çevrelerinin vatan, millet, gibi hamasi propagandalarının etki alanlarına girebiliyorlar. 

 AKP İKTİDARI BÖLÜNMEYİ DERİNLEȘTİRDİ

Türkiye devleti ve hükümetleri göçün ilk yıllarından bu yana hep Türkiyeli göçmenleri kontrolü altında tutmak istedi. 

Onları, kendi maddi çıkarlarının ve lobici politikalarının bir aracı olarak gördüler. 

AKP iktidarı ile birlikte Avrupa’daki binlerce cami, yüzlerce konsolosluk ve lobici dernekler onlarca tarikat örgütlenmeleri AKP’nin siyasal kadrolarına dönüştü.

AKP iktidarının seçim sandıklarını buralara taşıması, Tayyip Erdoğan’ın kışkırtıcı, tehdit edici, meydan okuyucu üslubu, bölücü ve kamplaştırıcı politikaları ile birlikte toplumsal bölünme daha da derinleşti. 

Son yıllarda Türkiye kökenli göçmenler, yaşadıkları ülkelerdeki sorunlarını konuşmaktan ve tartışmaktan ziyade Erdoğan’ın ortaya attığı çerçevede Türkiye gündemlerini tartışmaktalar. 

Tartışmalar Erdoğan’ın çizdiği çerçevede ve Erdoğan’ın üslubu ve meseleye yaklaşım şekliyle olunca doğal olarak kamplaşmalar da derinleşiyor.

Öncelikle şunu belirtelim… emekçi yığınlar toplumsal çıkarları doğrultusunda örgütlü ve yeterli bir siyasal donanıma sahiplerse eğer daha bilinçli ve hedefli davranırlar elbette. 

Örgütsüz yığınlar ise daha çok sosyal konumlarının iç güdüleriyle hareket ederler. 

Türkiye kökenli göçmenlerin kendi sosyal konumları doğrultusunda yeterince güçlü bir örgütlülüğü sahip olmadıkları biliniyor. 

Hal böyle olunca, Avrupa’daki Türkiye kökenli göçmen emekçilerin yukarıda bahsettiğimiz ezilmişlikleri, yaşadıkları toplumsal sıkıntılar, kendilerini iki farklı davranış biçimine de sürükleyebiliyor. 

Kendi sosyal konumları ve gerçeklikleri üzerinden hareket ettiklerinde daha demokratik daha ileri bir tutum ve davranış gösterebiliyorlar. 

Tersi durumlarda ise, örneğin Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye egemenleri tarafından « büyüyen Türkiye, Dünyaya meydan okuyan Türkiye, dış güçler büyümemizi istemiyor » türü kopartılan yaygaralarla kalabalıkları şahlandırıp sermayenin kullanışlı aracına dönüştürebiliyorlar. 

Böylesi propagandalara kapılan, göçmen emekçinin aynı ezilmişlik duygusu, ulus aidiyet duygusuyla birleşip agresif bir intikamcı meydan okuyuşa da dönüşebiliyor. 

Bu durum, kişide ya da toplulukta ezilmişlik duygusunu bastırarak yanıltıcı ama rahatlatıcı bir tatmin duygusu yaşatabiliyor. 

Burada mesele ezilmişlik duygusunun harekete geçmesine sebep olan nasıl bir siyasal atmosfer ya da iklimdir ve hangi toplumsal sınıfın kontrolünde ve lehinde ilerlemektedir. 

Özetle, Türkiye kökenli göçmenler yönlerini yaşadıkları ülkelerine çevirdiklerinde hem kendilerine hem çocuklarına hem de yaşadıkları ülkeye yabancı olmaktan kurtulup, daha bilgili daha donanımlı, çok kültürlü ve çok yönlü bireyler ve topluluklar olacaklardır. 

Ve ancak bulundukları ülkelerin halkıyla daha yakın dostluk ilişkilerine girdiklerinde, o ülkenin işçi ve emekçi hareketi ile birleştiklerinde  ırkçı saldırıları boşa çıkarıp yeni haklar kazanabilir, yada mevcut haklarını koruyabilirler. 

Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *

Copyright © FransadaYasam / La Vie en France | Newsphere by AF themes.
fue doujin hentaiparadize.org son swapping sumalatha sex popcornporn.net x maja com hdreporn doodhwali.net porrn video thirunangai sex pakistanipornx.net choda chodi image bp sex vidio chupatube.info pornstar indian سكس طيز كبيره pornolaw.net قصص اثارة hindosex xshaker.net xvideos indian porn xxc video fareporno.org www xxx video hinde com hariyani sex indianpornxclips.com short film malayalam collage girls xnxx xxxvideohd.net hyd sex open blue film originalhindiporn.mobi indianfucking ass licking video desixxxtube.info www sex vidoas com indian aunty porn goindian.net www saksi ftv hot live matureporntrends.com sexvds ramya krishnan hot xxx-pakistani.com hindi movies sex