Biz bize yeteriz

---

İbrahim Balcı

Dünya zor bir dönemden geçiyor. 

İnsani yardımlara, fedakarlıklara, dayanışmalara en çok da böylesi zamanlarda ihtiyaç duyulur tabii ki. 

Fakat, içinde yalan, ikiyüzlülük, aldatma, maddi ve manevi sömürü olmaması şartıyla. 

AKP iktidarı « Biz bize yeteriz » başlıklı bir bağış kampanyası açarak hem Türkiye’deki emekçi halktan hem de yurtdışında yaşayan bizlerden bağış istiyor.

Diğer ülkelerin iktidarları da ikiyüzlü, sahtekarca politikalarıyla halklarına karşı hiç masum değiller elbette. 

Ama en azından günü kurtarmak adına da olsa böylesi yüzsüzlüklere kadar düşmediler. 

Göstermelik de olsa yüz milyarca euroluk, dolarlık bütçeler ayırdıklarını açıkladılar. 

Peki, AKP iktidarı neden bu salgın belası ile mücadele etmek için milyarlarca dolarlık bütçe ayırmak, halka acil ihtiyaçları için yardımlar yapmak yerine halktan para istiyor? 

BÜTÇE AYIRACAK PARAMI YOK? 

O halde AKP iktidarına şu soruları soralım. 

Patronlar daha fazla kazansın diye grevlerini yasakladığınız o yüzbinlerce işçiden hangi yüzle para istiyorsunuz? 

Patronlara pahalıya mal olmasın diye iktidarınız boyunca denetim bile yapmadığınız o madenlerde, şantiyelerde ölen on binlerce işçinin yoksul yakınlarından hangi utanmazlıkla para isteyebiliyorsunuz? 

Sayenizde, işçilerin kanını emen, işçilerin ölü cesetleri üzerinden milyar dolarları götüren o yandaş sermayedarlarınızdan neden bazı isteklerde bulunmuyorsunuz acaba? 

Emekçi halka hiçbir faydası olmadığı gibi sadece halktan vergi toplayan, halkın çocuklarını savaşması için sefere süren yağmacı Osmanlı için Anadolu’nun yoksul halkının şöyle bir sözü vardır. 

Şalvarı șaltak Osmanlı, 

Eğeri kaltak Osmanlı. 

Ekmede yok, biçmede yok, 

Yemede ortak Osmanlı. 

Şu halde, işçi ve emekçilerin emeklerinin üzerine oturan o sömürücü sermaye sınıfınıza neden şöyle bir çağrıda bulunmuyorsunuz mesela. 

‘’Eyy büyük sermaye sahibi zenginlerimiz, sizinle el ele verip bu yoksul halkı iliğine kadar sömürdük. 

Bu ekonomik kriz döneminde bunların cepleri, cüzdanları boştur. 

O halde, hadi patron kardeşler şimdi bu zor günlerde kesenin ağzını açma sırası sizde’’ diyemiyorsunuz acaba? 

Örneğin, virüsün daha fazla yayılmaması için, şu salgın belasından hızlıca kurtulmak adına işçileri bir ya da iki aylık ücretli izine ayrılması için patronlara neden çağrı yapmıyorsunuz? 

Peki, işsizlik, afet gibi fonlarda biriken yüz milyarlara ne oldu? 

Ya da sağlık ve eğitim bütçelerinden kat be kat yüksek bütçeler ayrılan diyanetin bütçesi şu zor günlerde hangi derde derman? 

HEM KUTUPLAȘTIRIP HEM DE NASIL BİZ BİZE OLACAĞIZ? 

Yanlışlarınızı söyleyen, sizi eleştiren, size oy vermeyen herkesi, her mahalleyi, her şehri düşman görüp, vatan haini ilan ettiniz. 

Kaybetmeyi hazmetmeyip seçim tekrarlatan, size rağmen seçilenleri görevden alıp kayyum atayan siz değilmiydiniz? 

Kendi cepheniz ile karşı cephe diye yıllardır emekçi halkı birbirine kışkırtarak düşmanlaştırdığınız, kutuplaştırdığınız halktan mı yardım istiyorsunuz?  

Sırf sizin partinizin belediyesi değil diye yaptıkları halka yardım kampanyalarını yasaklıyorsunuz. 

Devlette çift başlılık olmaz diye yaftalayıp yardım yapılacaksa onu da ancak tek adam yapabilir diyeceksiniz. 

Sonrada halka yardım değil, halktan yardım ve destek isteyeceksiniz öylemi? 

PEKİ AVRUPA DA YAȘAYAN BİZLERDEN NE İSTİYORSUNUZ? 

60 yıldır Avrupa ülkelerinde emeğimizle çalışan bizlere, ne öncekilerden ne sizden bir fayda görmedik. 

Gözünüzde hep, yolunacak kaz ya da döviz getiren gurbetçiydik. 

Üstelik sizin iktidarınız döneminde sadece sömürmek le kalmadınız. 

Türkiye’deki, halkı, emekçileri bölme, ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarınızı buralara da taşıdınız. 

 O orta çağ aklınızla, kindarlığınızla buradaki Türkiye kökenli emekçilerin önemli bir kısmını da zehirlediniz. 

Bizleri düşman kamplara ayırdınız. 

Burada göçmen işçi olmamızdan kaynaklı bir yığın ortak sorunlarımız var. 

Fakat sayenizde ortak sorunlarımız için bir araya gelmek bir yana, selam bile vermez olduk birbirimize. 

O nedenle, işçilerin, emekçilerin değil sermayenin hizmetinde olan, onların çıkarları için var olan sizler aradan çekilin.