Fransa'da Yaşam

La Vie en France (aylık fransızca ve türkçe gazete)

Birlik ve mücadele « hayati » önemde

« İşçi sınıfının salgına karşı yaşamsal önemde olan talepleri kabul edilmeden, sağlık emekçilerinin hayatta ve sağlıklı kalabilmesi mümkün değil.”

Şahin TANRIVERDİ
Sağlık Emekçisi

2019 yılının sonlarına doğru Çin’de başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını emekle sermaye arasındaki çelişkileri derinleştirerek devam ediyor.

Hastalığın ortaya çıkışı ve Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) pandemi ilanından sonra ABD, Rusya, Almanya gibi emperyalist ülkeler, hastalığın abartıldığını, bütün dünyayı tehdit edecek bir olgu olmadığını öne sürerek DSÖ’yü suçlama yarışına girdiler. Sonrasında sanayisi daha az gelişmiş, ekonomisi ucuz emek gücü sömürüsüne dayalı, Türkiye gibi bağımlı kapitalist ülkeler de bu açıklama silsilesine kapıldı.

Hastalığın seyri İtalya, İspanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa’da tehdit oluşturmaya ve bugün salgının adeta merkez üssü haline gelen ABD’de ölüm oranları artmaya başlayınca “Artık dünyanın eskisi gibi olamayacağı” tezi tartışılmaya başlandı. Bu sözün ne anlama geldiği tartışılsa da emek sermaye arasındaki çelişkinin ve çatışmanın nasıl olacağına dair bir vurgu içeriyor özünde.

TARİH BOYU SALGINLAR

Tarih boyunca pek çok salgın yaşandı: Bilinen en eskisi, MS 165-180 yılları arasında Roma imparatorluğunda başlayan ve günde 2 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan veba salgınıdır. Onu, 541 yılında başlayan ve Konstantinopol’deki nüfusun yüzde 40’ının ölümüne sebep olan Jüstinyen Vebası; 1346-1353 yılları arasında 75-200 milyon insanın ölümüne sebep olan Kara Veba; 15. yüzyılda Amerika kıtasındaki yerli nüfusun yüzde 90’ının ölümüne sebep olan suçiçeği izledi.

1520-1576 yılları arasında Meksika’da görülen Maya uygarlığı için sonun başlangıcı olarak tarihe geçen cocoliztli salgını, buradan Kanada’ya uzanarak 15 milyon insanın ölümüyle sonuçlandı. 1852-1860 tarihleri arasında Hindistan, Afganistan, Rusya’da milyonlarca insanın ölümüne sebep olan yedi farklı kolera salgınıyla hemen hemen aynı tarihlerde (1855-1859 yılları arasında), Çin’den dünyaya yayılan ve Çin ile Hindistan’da 12 milyon kişiyi öldüren üçüncü veba salgını görüldü.

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı sırasında Avrupa ve Asya’da milyonlarca insanın ölümüne sebep olan tifüs; 1918 sonrasında H1N1 influenza virüsünün yol açtığı ve 50-100 milyon insanın ölümüne sebep olan İspanyol Gribi; 1957’de Çin’de başlayan ve mutasyona uğrayan İnfluenza-A virüsünün ördeklerden insana geçmesiyle 4 milyon insanın ölümüne yol açan Asya Gribi de 20. yüzyılın salgınları olarak tarihe geçti. Yine 20. yüzyılın ortalarında maymundan insana geçtiği tespit edilen ve ilk olarak 1957 yılında Kongo’da görülen ama teşhisi 1980’de konulan HIV (AIDS) virüsü nedeniyle 30 yılda 30 milyon insan yaşamını yitirdi.

SERMAYENİN ÇARKI DÖNSÜN DİYE…

Milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan bu salgınlar sonrasında sermaye, mevcut durumu kendi lehine çevirmek için üretimin örgütlenmesi, sermaye dolaşımını, çalışma koşullarını yeniden ele alıp, adeta küllerinden yeniden doğmayı başardı. Yine bütün bu salgınlar sonrasında, emekçilerin nasıl bir yaşam sürdüreceklerine dair sermayeyle giriştiği mücadele belirgin bir özellik halindedir.

Covid-19 salgınına karşı İngiltere Başbakanının ‘sürü bağışıklığı’ oluşturma fikri, ilk etapta büyük tepki almış gibi görünse de, bugün bütün kapitalist ülkeler bunu fiilen uygular durumda. ‘Sürü bağışıklığı’ olarak ifade edilen kavramın tüm insanlığı kapsamadığını, sadece işçileri ve emekçileri kapsadığını ise atılan ya da atılmayan adımlarda daha somut görmekteyiz. Hayatın çarkının dönmesi yerine fabrikaların çarkının dönmesi tercihi ve hükümetler tarafından sermaye için çıkarılan kurtarma paketleri, işçi ve emekçilerin yaşamının hiçe sayıldığını, asıl hedeflenenin “sınıf bağışıklığı” olduğunu gösteriyor.

Sermayenin salgının yarattığı ortamdan rahatsız olmadığı açık bir şekilde görülürken, hükümetler de durumdan vazife çıkarıp iktidarlarını garantiye almanın hesaplarını yapmaktadır. Pandemi sonrasında ekonomik krizin bedelini işçi ve emekçilere ödetmek için şimdiden kollarını sıvamış durumdalar. Zaten milyonlarca kişinin işsiz kaldığı bu salgın günlerinde, işten çıkarmaların önünü daha da açacak düzenlemeleri yasalaştırmakla, hayata geçirmekte zorlandıkları kısmi zamanlı-yarı zamanlı esnek çalışma modellerini uygulamaya başladıklarıyla övünür durumdalar. Yeni ekonomik paketler vasıtasıyla da önümüzdeki dönem hayat pahalılığının artacağı, yoksulluğun ve açlığın derinleşeceği anlaşılıyor.

Son günlerde neredeyse tüm dünyada virüsün kontrol altına alındığına, hayatın yavaş yavaş normale döneceğine dair peş peşe açıklamalar yapılıyor. Virüsün mutasyona uğradığı, uzun süre insanlığı tehdide devam edeceği konuşulurken ve henüz bir aşı ya da etkisi kesin kanıtlanmış bir ilaç bulunamamışken yapılan bu açıklamalar, sermayenin ve onun iktidarlarının emekçilerin yaşam hakkını hiçe sayan gözü dönmüşlüğünü ortaya seriyor.

İŞÇİLERLE SAĞLIKÇILAR ARASINDAKİ DOLAYSIZ BAĞ

Bu gözü dönmüşlük, emekçilerle sermaye sınıfı arasındaki çelişkileri tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekle kalmadı, bu çatışmada ‘işçiler-emekçiler’ safında olanların birlikte ve örgütlü bir mücadelesinin kelimenin tam anlamıyla, “hayati” olduğunu da ortaya serdi.

Sağlık alanı özgülünde söyleyecek olursak, ‘sürü bağışıklığı’nın öznesi olarak seçilen işçi sınıfının salgına karşı yaşamsal önemde olan talepleri kabul edilmeden, salgının ‘sağlık’ alanında kontrolü, dolayısıyla sağlık emekçilerinin hayatta ve sağlıklı kalabilmesi mümkün değil. Diğer yandan sağlık alanında gerekli ve yeterli adımlar atılmadığında salgının kontrolü mümkün olamayacağından, “salgında sağlık” konusu, salgından en fazla ve en derin etkilenecek olan işçi sınıfının ana gündemlerinden biri haline geliyor.

Piyasacı, kâr odaklı sağlık sistemlerinin tüm dünyada çöküşüne şahit olurken, sağlığın en temel insan hakkı olduğunu ve kamusal olarak sunulması gerektiğini bir kez daha yaşayarak gördük. Bundan sonra sağlık alanında ilgili hangi yönde, nasıl adımlar atılacağını ise başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm emekçi halkın mücadelesi belirleyecek. Herkes için eşit, ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık talebini bugün daha yüksek bir sesle dile getirmek ve mücadele etmek göreviyle karşı karşıya işçi ve emekçiler.

Özcesi, işçi sınıfının kaderi ve mücadelesi ile onun bir parçası olan sağlık emekçilerinin kaderi ve mücadelesinin birbiriyle en dolaysız şekilde bağlandığı dönemeçlerden birinde bulunuyoruz. Bu bağ bugün, 1 Mayıs’ı sağlık emekçileri açısından her zamankinden daha önemli hale getirmiştir. Güvenceli ve sağlıklı bir yaşam için, birleşen talepler etrafında ortak mücadele dışında bir çıkış yolu yoktur.

Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *

Copyright © FransadaYasam / La Vie en France | Newsphere by AF themes.
fue doujin hentaiparadize.org son swapping sumalatha sex popcornporn.net x maja com hdreporn doodhwali.net porrn video thirunangai sex pakistanipornx.net choda chodi image bp sex vidio chupatube.info pornstar indian سكس طيز كبيره pornolaw.net قصص اثارة hindosex xshaker.net xvideos indian porn xxc video fareporno.org www xxx video hinde com hariyani sex indianpornxclips.com short film malayalam collage girls xnxx xxxvideohd.net hyd sex open blue film originalhindiporn.mobi indianfucking ass licking video desixxxtube.info www sex vidoas com indian aunty porn goindian.net www saksi ftv hot live matureporntrends.com sexvds ramya krishnan hot xxx-pakistani.com hindi movies sex