Fransa'da Yaşam

La Vie en France (aylık fransızca ve türkçe gazete)

Kâr hırsına karşı yaşam mücadelesi vermenin bir parçası olmak

Devlet paraları sayıyor, biz ölüleri sayacağız

Devlet paraları sayıyor, biz ölüleri sayacağız



Nihat Polat
Fransa’da Yaşam


17 Mart’tan bu yana dışarı çıkmama yasağıyla evlerimizde kalıyoruz. Çoğumuz işsizlik kurumuna gönderildik ve bu kötü günlerin kazasız belasız geçmesini bekliyoruz. Kim bilir kimimize belki virüs bulaşmıştır, ya da çevrede bir arkadaşımız-dostumuz vardır. Kim bilir kimileri evde tedirgin tedirgin beklerden kafasında ‘’acaba bana bulaştı mı’’ diye kendisine sormadan edememiştir. Kimilerinde hastalık belirtileri ortaya çıkınca doktor telefonda büyük ihtimalle Covid19 virüsünün bulaştığını ve ailenin diğer fertlerinden uzak durmasını söylemiştir. Ya da kim bilir, kimilerimizin ise günlük gelen ölü sayılarının içinde tanıdıkları vardır…

Her akşam büyük bir tedirginlikle Sağlık Genel müdürü Jérome Salomon televizyonların karşısına çıkıp genel bir bilanço yapmasını izliyoruz. Uzmanlar büyük bir dalganın geleceğinden fakat hala içinde olmadığımızı belirtiyorlar. Başbakan Edouard Philippe önümüzdeki iki haftanın çok daha kötü olacağı konusunda uyarmıştı.

31 Mart Salı günü dünya nüfusunun yarısı karantina da ve yaklaşık 1 milyon kişiye virüs bulaşmıştı… bu sayının çok sınırlı testlerle tespit edildiği belertilmeli ve kimi uzmanlar bunun en azından 10 katı insana virüsün bulaşmış olma ihtimalinden bahsediyorlar. Fransa’da sadece hastanelerde 3523 kişi bu virüse yenik düşmüştü. Bu sayı İtalya’da 12 428, İspanya’da ise 8269…  Kuşkusuz bu yazı okunurken bu sayı çok daha artmış olacaktır…

Dünya çapında günlük ölümler binlerle, yeni vakalar ve yoğun bakıma alınanlar ise on binlerle sayılıyor… 31 Mart Salı günü dünya nüfusunun yarısı karantina da ve yaklaşık 1 milyon kişiye virüs bulaşmıştı… bu sayının çok sınırlı testlerle tespit edildiği belertilmeli ve kimi uzmanlar bunun en azından 10 katı insana virüsün bulaşmış olma ihtimalinden bahsediyorlar. Fransa’da sadece hastanelerde 3523 kişi bu virüse yenik düşmüştü. Bu sayı İtalya’da 12 428, İspanya’da ise 8269…  Kuşkusuz bu yazıyı okunurken bu sayı çok daha artmış olacaktır… öyle ki İtalya, İspanya, Fransa, ABD, İngiltere, Türkiye gibi ülkelerde vakalar hızla artıyor… ABD, Brezilya gibi nüfusları milyonlarla sayılan kimi ülkeler Covid-19’ı neredeyse ciddiye bile almıyor ve evden çıkmama uygulamasını almayı ret ediyorlar. Hindistan evden çıkmama yasağını aldı, fakat yüz milyonlarla sayılan yoksul insanın olduğu bu ülkede evden çıkmamanın yanı sıra ekonomik önlemler alınmazsa hiçbir anlamı kalmaz… İnsanlar yaşamlarını sağlayabilmek için çalışmaya devam ediyorlar… Oysaki bugüne kadar yaşananlar gösteriyor ki her virüslü vaka eğer önlem alınmazsa ortalama 3 kişiye bulaştırıyor. İşte bundan dolayı vakalar inanılmaz bir hızla yayılıyor. Bu yayılmayı durdurmanın ya da daha doğrusu yavaşlatmanın en iyi yolu insanlar arası ilişkileri en asgariye indirmektir. Yani evden çıkmama, bu süreçte yaşamı devam ettirme açısından zorunlu olan iş kollarının dışında şirketler kapanmalı ve işçilerin maaşları karşılanmalıdır. Elbette, hastaneler, eczaneler, gıda alışveriş mağazaları vs… bu alanlarda çalışan işçiler açısından ise en azami güvenlik önlemlerin alınması, ciddi bir risk alan bu işçilerin maaşlarının arttırılması, çalışma süresinin düşürülmesiyle yeni kişilerin işe alınması gerekiyor.

Diğer yandan hepimizin de fark ettiği gibi bu süreçte günlük ihtiyaç ürünlerinin fiyatları artmaya başladı. Bu kesinlikle kabul edilemez ve devlet temel gıda ürünlerinde sabit fiyatlar dayatmalıdır. Kapitalist toplumdaki kâr hırsı öyle gelişmiş ki hemen her ürünün kara borsası da oluşuyor. Bakın tüm dünyada maske ve solunum cihazları en fazla aranan ürünler haline dönüştü. Hastanelere Covid-19’lu virüslü on binlerce hasta dolunca doktor ve sağlık emekçileri hasta ve kendilerini korumak için 3 veya 4 saatte bir maskelerini değiştirmeleri gerekiyor. Fransa’da örneğin kıtlık başladı ve hastanelerde neredeyse hiç kalmadı. Oysaki kara borsa da bazen fiyatları on katıyla satılıyor. Ya da solunum cihazları örneği. Covid-19 virüsü ak ciğerlere saldırıyor ve hastaların ezici çoğunluğunun soluğunu keserek boğuyor, bunların bu solunum cihazlarına bağlanmadıklarında yaşama şansları çok düşüyor. Fakat her ülkede sınırlı bir sayıda cihaz var ve sürekli binlerle gelen hasta karşısında yakında cihaz kalmayacak. Örneğin İtalya’da yeterince cihaz kalmayınca doktorlar hastalar arasında en fazla yaşama ihtimali olan hastaya bağlayarak diğerlerini ölüme bırakıyorlar. İspanya’nın bu sınıra yaklaştığı belirtiliyor ve Fransa’da hızla buraya doğru ilerliyor. Gel gör ki bu cihazların ezici çoğunluğu Çin’de yapılıyor. Ucuz emek ve daha fazla sömürü, kârlarına kâr hırsıyla Avrupalı şirketlerin çoğu buralarda fabrikalarını kapatıp Çin’e gittiler. Şimdi Devletler acil bir şekilde yeni cihazlar satın almak istiyorlar, fakat fiyatların 4 – 5 kat artmasının yanı sıra ta oralardan buralara gelmek zaten haftalar sürer. Devlet hem sağlık emekçileri için maskeler hem de solunum cihazları yapabilecek fabrikalara el koymalı ve bunları derhal millîleştirmelidir.

Bugün Fransa’da hastaneler için oksijen üreten hiç fabrika yok. Yârin hastanelerde oksijen kalmadığında ne olacak? Yine maske ve solunum cihazlarında yaşananların gelip çatması mı beklenilecek? Hayır, bu fabrikayı devlet derhal yeniden açmalı, işsizliğe gönderilen işçiler derhal işe alınmalıdır. (…) Yıllardır hastanelerin olanaklarını kısan, yatak kapasitelerini düşüren, onları birer şirket gibi işlemeyi zorlayan bizzat bu hükümetlerdir. »

Hastaları iyileştirmek için yapılması gereken tüm şeyler, alınması gereken tüm önlemler derhal alınmalıdır. Üstelik bıçağın gelip kemiğe dayanması beklenmemeli. Bakın bir örnek daha. Puy-de-Dôme bölgesinde (Clermont-Ferrand kenti yakınlarında) hastaneler için oksijen üreten tek fabrika olan İngiliz tekel Luxfer 2018’de daha ucuz emek arayışında fabrikayı kapatıp gitti. Bugün Fransa’da hastaneler için oksijen üreten hiç fabrika yok. Yârin hastanelerde oksijen kalmadığında ne olacak? Yine maske ve solunum cihazlarında yaşananların gelip çatması mı beklenilecek? Hayır, bu fabrikayı devlet derhal yeniden açmalı, işsizliğe gönderilen işçiler derhal işe alınmalıdır. Yine hastanelerin kapasiteleri son yıllarda kâr uğruna sürekli düşürüldü. Belki de hepimizin yaşayarak şahit olduğu, hastanelerde hastaların bir an önce taburcu olmasının nedeni tam da budur, az yatak ve personelle hizmet verebilmek.

Hastanelerin olanakları azaltılınca yoğun bakım servislerinin kapasiteleri de azaltıldı. Salgın başladığında Fransa’da yoğun bakım kapasitesi 5000 yataktı. 31 Mart salı günü toplam 22 757 kişi Covid-19’dan dolayı hastaneye kaldırılmış ve bunların tam 5565’i ise yoğun bakımdaydı. Bıçak kemiğe dayanmasından dolayı hükümet yoğun bakım servislerinin kapasitelerini arttırmaya başlamış ve bugün 10 000’e yaklaştığı belirtiliyor. Bu sayının daha da artacağı belirtiliyor. Fakat yıllardır hastanelerin olanaklarını kısan, yatak kapasitelerini düşüren, onları birer şirket gibi işlemeyi zorlayan bizzat bu hükümetlerdir. Macron Mulhouse’da yaptığı bir basın açıklamasında salgından sonra sağlık sistemine büyük bir yatırım planı sunacağını ilan etti, fakat olanakların arttırılması için bir yıldır grevde olan hemşire ve doktorlara kulağını tıkayan, sokağa inerek gösteri yapanlara karşı polisi copuyla, gazıyla gönderen de yine o dur. Bugün sahtekarca hastane personelini “beyaz önlüklü kahramanlar” ilan ediyorlar. Fakat ne hastane personeli ne de bu ülkenin emekçileri, onların bu suçlarını affetmeyecektir. Başbakan Edouard Philippe 28 Mart Cumartesi yaptığı basın açıklamasında “geç davranıldığını” kimseye söyletmeyeceğini ifade etti. Fakat bizler tam bir ay önce, 28 Şubat Cumartesi “olağanüstü bir şekilde Koronavirüsü meselesini görüşmek için” toplanan Bakanlar kurulunun bu konuyu değil de emeklilik yasasının onaylatmak için Anayasa’nın 49-3 maddesini kullanmaya karar verdiğini hiçbir zaman unutturmayacağız. Virüs ülke genelinde 21 şubattan itibaren Mulhouse’da toplanan bir Evanjelistler toplantısından dolayı yayılmaya başlamışken, hükümet ciddi önlemler almak yerine Meclis’i baypas ederek anti demokratik yöntemlere başvurmayı tercih etmişti.

Elbette hesap sorma günü gelecektir. Hastaneleri bu vahim hallere düşürenlerden tabii ki hesap sorulacaktır. Ülkenin stratejik öneme sahip şirketlerinin kapanmasını, binlerce isçinin isini kaybetmesinin yanı sıra ülkenin can alıcı sorunlarda dışa bağımlı hale gelmesinin sorumlularından hesap sorulacaktır. Onlar kârlarını sayarken bizler ölülerimizi sayacağız. O hesap gün çok yakındır.





Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *

Copyright © FransadaYasam / La Vie en France | Newsphere by AF themes.
fue doujin hentaiparadize.org son swapping sumalatha sex popcornporn.net x maja com hdreporn doodhwali.net porrn video thirunangai sex pakistanipornx.net choda chodi image bp sex vidio chupatube.info pornstar indian سكس طيز كبيره pornolaw.net قصص اثارة hindosex xshaker.net xvideos indian porn xxc video fareporno.org www xxx video hinde com hariyani sex indianpornxclips.com short film malayalam collage girls xnxx xxxvideohd.net hyd sex open blue film originalhindiporn.mobi indianfucking ass licking video desixxxtube.info www sex vidoas com indian aunty porn goindian.net www saksi ftv hot live matureporntrends.com sexvds ramya krishnan hot xxx-pakistani.com hindi movies sex