Hükümet “hızlandırılmış prosedürle” tasarıyı Meclis’te onaylatmak istiyor
3 Şubat Pazartesi günü yasa tasarısı önce bir “özel komisyonun” gündemine gelecek. Bu komisyon 75 milletvekilinden oluşacak, fakat bileşenini hükümet belirleyecek. Hiç kuşkusuz tasarının onaylanması için çoğunluğu kendi milletvekillerinden seçecek. Fakat muhalefetin itirazlarına bakılırsa hükümet birçok açıdan teknik bilgiyi gerektirecek bir emeklilik yasa tasarısının parametrelerine hâkim olmayan milletvekillerini seçme eğilimde olduğu ifade ediliyor.
Nihat Polat – FY
24 Ocak Cuma günü Emeklilik yasa tasarısı Bakanlar kurulunda beklendiği gibi onaylandı. Bakanlar, işçi ve emekçilerin 75 yıl önce büyük mücadelelerle kazandığı emeklilik hakkını yok etme tasarısını onaylarken, 500 metre ilerde 350 bin emekçi haklarını savunmada ne kadar kararlı olduklarını haykırıyorlardı. Hükümet böylesi büyük bir sosyal gerilemeyi onaylatma konusunda kararlı olduğunu bozuk bir kaset gibi durmadan tekrar edip duruyor. Fakat ne kadar telaşlı olduğunu ise bir türlü gizleyemiyor. Zira Bakanlar kurulunun yasa tasarısını onayladığı gün basına düşen kamuoyu yoklamalarında toplumun yüzde 70’i 50 günü aşan mücadelenin devam etmesi gerektiğini savunmuş. Durum bu olunca hükümet yasa tasarısının bir an önce Meclis’te onaylanması sürecini başlattı.
Meclis de antidemokratik ‘’hızlandırılmış prosedür’’ yürürlükte
3 Şubat Pazartesi günü yasa tasarısı önce bir “özel komisyonun” gündemine gelecek. Bu komisyon 75 milletvekilinden oluşacak, fakat bileşenini hükümet belirleyecek. Hiç kuşkusuz tasarının onaylanması için çoğunluğu kendi milletvekillerinden seçecek. Fakat muhalefetin itirazlarına bakılırsa hükümet birçok açıdan teknik bilgiyi gerektirecek bir emeklilik yasa tasarısının parametrelerine hâkim olmayan milletvekillerini seçme eğilimde olduğu ifade ediliyor. Böylelikle muhalefet milletvekillerinin komisyonda önerdiği değişikliklere yönelik argümanlara duyarlı olmayacakları belirtiliyor. Bu komisyon çalışmalarının iki hafta içinde bitirilmesi gerekiyor. Zira 17 Şubat Pazartesi günü yasa tasarısı Meclis’in gündemine gelecek. Muhalif milletvekilleri birçok açıdan özgün teknik bilgi gerektiren ve yürürlükte olan yüzlerce yasayı değiştirecek ve daha da önemlisi toplumun tümünü çok yakından ilgilendiren bir metnin incelenmesini iki haftalık kısa bir süreyi sıkıştırılmasını demokratik tartışmaları sınırlandırma yöntemlerinden birisi olarak değerlendiriyor.
Fakat anti demokratik usul sadece bununla da sınırlı değil. 17 Şubat’ta tasarı Meclis’e geldiğinde hükümet “hızlandırılmış prosedürü” devreye sokacak. Böylelikle her madde “bir okunmayla” sınırlandırılacak. Normal prosedürde yasa tasarısının maddeleri birer birer okunur, değişiklikler önerilir, tartışılır ve kabul edildiğinde maddenin yeni biçimi tekrar okunur ve gerekirse tekrar tartışmaya sunulurdu. Hızlandırılmış prosedürde milletvekillerinin değişiklik önerileri çoğu zaman yeni okuma ve tartışma olmadığından dolayı reddedilir. Böylelikle hükümet sunduğu metinde çok büyük değişikliklerin olmasını engellemiş ve onaylanma sürecini hızlandırmış olur.
Anti demokratik prosedür Milletvekillerin görevlerini etkisizleştiriyor
Meclis’te onaylandıktan sonra yasa tasarısı Senato’nun gündemine getirilecek. Keza aynı hızlandırılmış prosedür devreye sokulacak fakat Meclis’in tersine Senato’da hükümet çoğunluğu elinde bulundurmuyor. Bundan dolayı Senatörlerin tasarıyı büyük oranda değiştirmesi bekleniyor. Bunun farkında olan hükümet ise “hızlandırılmış prosedür” sayesinde değiştirilmiş yasa tasarısını tekrar Meclis’in gündemine getirmeden doğrudan “uzlaşma komisyonunun” gündemine getirecek. Normal prosedürde Milletvekilleri Senato’dan değişiklik önerilerini tartışır, ister kabul eder isterse de kendisinin eski onayladığı metni gündeme getirirdi. Parlamento’nun bu iki bölümü aynı metin üzerinde uzlaşamadığı koşullarda söz konusu “uzlaşma komisyonu” devreye sokar. İşte hükümet bu aşamayı atlayarak toplumun tümünün hayatını yakından etkileyecek bir tasarının tartışılmasında Milletvekillerinin hakkını sınırlandırmış olacak. Oysa ki Meclis’te çoğunluğu elinde bulunduruyor ve tasarıyı onaylatma da da zorluk çekmeyecek. Fakat bu durum onun için zaman kaybı ve toplum içinde mücadelenin devam etmesi anlamına geliyor.
Bu “uzlaşma komisyon” 7 Milletvekili ve 7 senatörden oluşur ve parlamentonun iki kısmının(Meclis ve Senato) da kabul edebileceği bir metin üzerinde uzlaşmaya çalışır. Eğer bir uzlaşma sağlanırsa metin iki kurula da tekrar sunulur ve oylamaya gidilir. Hükümet şimdiden bir uzlaşma sağlayamayacağını biliyor, oysa ki Senato’da çoğunluğu elinde bulunduran sağ partiler puan usulü bir emeklilik sistemine karşı değiller ve onlarla bir uzlaşma bulmak çok da zor olmasa gerek. Ama hükümetin esas derdi bir an önce söz konusu tasarıyı onaylatıp, ‘’artık iş işten geçti’’ diyerek işçi ve emekçileri mücadelelerinden vaz geçmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı “uzlaşma komisyonunda” bile uzlaşma sağlamak değil, tam tersine uzlaşma sağlanamadığından dolayı son söz sahibi olan Meclisin gündemine getirip yasa tasarısını bir kez daha hiç tartıştırmadan onaylatmaktır. Eğer evdeki hesap çarşıya uyarsa yasa ilk baharda (Nisan diye var sayılıyor) onaylanacak. Fakat şimdiden beklenmedik engeller çıkmaya başladı bile. Örneğin Danıştay’ın 24 Ocak’taki raporu hükümete vurulan büyük bir darbe oldu. Ülkenin en büyük idari mahkemesi sunulan yasa tasarısının birçok açıdan geçersiz olduğunu belirtiyor ve hükümetin her şeyi aceleye getirme yöntemini eleştiriyor. Hükümetin sistemin temel kurumlarının fikrini ne kadar dikkate alıp almadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İlerici Muhalif partileri gece gündüz bu yasa tasarısına karşı “savaşacaklar”.
Sol ve ilerici partilerin milletvekili ve senatörleri bu antidemokratik “hızlandırılmış prosedüre” rağmen gece gündüz savaşacaklarını belirtiyorlar. Sokaklarda mücadelenin güçlü bir şekilde devam etmeside onlara güç ve seslerine ses katacaktır. Belirtildiği gibi tasarının Meclis’ten onaylanması “kesin”, fakat sokak buna hala engel olabilir. Ellerinden gelse Meclis ve Senatoyu baypas etmek istemelerinin nedeni sokaktan korkuyor olmalarıdır. İlerici partilerin milletvekilleri ve senatörleri ellerinden gelen her şeyi kullanarak tasarının onaylanmasını geciktireceklerini şimdiden ilan ettiler. Artık geriye kalan fabrika, işyerleri ve sokaklardaki mücadeleyi güçlendirmektir.
