Fransız Anayasa Konseyi’nin kararı ne olursa olsun mücadeleye devam !
Haydar Turan*
Emeklilik reformunu kanun hükmünde kararnameyle 49.3 ‘ü kullanarak parlamentodan oylanmadan geçirilmesinden sonra , Macron ve Başbakan Borne eylemler zamanla düşüşe geçecek ve giderek protestoların azalacağını düşünmektedirler.
Ama Fransa’da genelinde 1 milyon işçi , memur ve gençlik 13 Nisan Perşembe günü, iki yıl daha fazla çalışmaya karşı 12. defa grev yaparak sokaklara çıkmıştır.
Hükümet bundan sonra gösterileri ezmek için çeşitli adımları hayata geçirmeye çalışıyor. 1200 avro hakkındaki yalanlar, 49.3 yasasının kabulü ve şimdi de İçişleri bakanı Darmanin’in bundan sonra göz altıları artıracak olduklarını söyleyerek tehditlerin dozunu artırması… Ama eylemlerin ve grevlerin devam etmesinin birçok sebebi de vardır.
Sadece benzin pompasına gidin veya market alışverişine çıkın. Fırında, süpermarkette, tüm fiyatlar yükseliyor.
Dünyanın en büyük servet sahipleri sıralamasında Fransa ikiye katlandı. Bernard Arnault 200 milyar dolarla , Françoise Meyers-Bettencourt ise 80 milyar dolarla erkek ve kadın podyumunun zirvesindeki yerlerini aldılar.
Emekli maaşlarını ödemek konusunda hükümet, sabahtan akşama kadar halka yalan söylüyor. Kasalar boş 10 yıl sonra 12 milyar Avro emeklilik sandığında açık olacağını onun için emeklilik reformunu hayata geçirmemiz gerekir,
Avrupa’da tek ülke olduğumuzu diğer ülkeler hepsinde emeklilik yaşının 65’in üzerinde olduğunu söylüyorlar.
14 Nisan da Anayasa Konseyi bir karar açıklayacak ama bir mucize beklenemez. Bu kurum teorik olarak bu yasanın tamamını veya bir kısmını engelleyebilir . Ancak eski bakan Fabius’tan başbakan Juppé ‘ ye kadar üyelerinin işçi karşıtı saldırılar söz konusu olduğunda uzun bir özgeçmişleri var. Hatta dokuz üyesinden altısını Macron atadı.
Anayasa Konseyi, ortak bir inisiyatif referandumu olan (RIP) düzenleme talebini kabul edebilir. Ona hiçbir maliyeti olmayacak ve hükümeti rahatsız etmeyecek: prosedür o kadar uzun ve karmaşık ki başarı şansı çok az. Ve her şeyden önce, RIP askıya alınmaz ve yasa gecikmeden yürürlüğe girebilir.
Bu reforma karşı milyonlarca işçi ve emekçinin eylemlerinin devam etmelerinin dayattığı kolektif baskının yerini hiçbir şey tutamaz. İşçiler olarak kendi çıkarlarımızı savunmak için fabrikalarda iş yerlerimizde tartışmanın, bir araya gelmenin ve örgütlenmenin yerini hiçbir şey tutamaz.
Hareketin bir başarısı da , karşı koyma ve saygı kazanma yeteneğine sahip olduğumuzu göstermiş olmamızdır. Mücadele çetin de olsa mücadele edenlerin gururunu ortaya koyduk.
Her eylem günü bizi daha da büyütüyor ve güçlendiriyor. Her grev ve her gösteri, milyonlarca işçinin ileriye doğru attığı bir adımdır. O halde önümüzdeki günlerde de eylem çağrılarına mümkün olduğunca örgütlü bir şekilde katılarak mücadeleyi yükseltelim .
CGT Punch fabrikası şube sekreteri*
CGT strasbourg merkez yönetim kurulu*
