FRANSA’DA 7 MART’DAN İTİBAREN EMEKÇİLER HAYATI DURDURMAYA HAZIRLANIYOR !

Ibrahim BALCI

Macron iktidarı ve MEDEF’in emekçilere dayattığı mezarda emeklilik reformuna karşı haftalardır emekçiler ayakta.

19 ocakta başlayan ve haftalardır yüzbinlerin, milyonların katılımı ile devam eden eylemler aslında hükümete birer uyarıydı sadece.

Öyle görünüyorki asıl kasırga 7 mart’dan itibaren kopacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

En azından sendikaların ve mücadelenin temposunu yükseltme çabası içinde olan işçi önderlerinin açıklamaları ve çabaları bu yönde.

7 mart’dan itibaren uyarı grevleri ile yetinmeyeceğiz hayatı  durdurma eylemlerine yöneleceğiz diyorlar.

Taaki  Macron hükümeti bu reformdan geri adım atıncaya kadar.

Aslında hükümet, emekçilerin ve halkın bu kararlı ve kitlesel karşı duruşu karşısında kimi küçük geri adımlar attı ama bunlar devede kulak henüz.

Eğer sendikalar ve mücadeleden yana olan emekçiler 7 mart’dan itibaren süresiz ve daha yaygın bir mücadele hattında ısrarlı olurlarsa ve bunun gereğine uygun davranırlarsa Macron hükümeti iyice köşeye sıkışıp başka seçeneklere yönelecektir.

Öyle görünüyorki emek cephesinin bu reforma karşı olan kararlılığı kadar sermaye cephesi de öyle yada böyle bu reformu hayata geçirmekte bir o kadar kararlı görünüyor.

Çünkü sermaye cephesi ve medyası on yıllardır sosyal devlet uygulamalarını ülkeye bir yük olarak gösterip neoliberal reformaların hayata geçirilmesinde Fransanın geç kaldığını propaganda ediyor

Dolayısıyla, iki dönemdir sermaye cephesinin tam desteği ile cumhurbaşkanı olan Macron sosyal devleti çökertmek için emek ceohesine karşı son fişeğine kadar savaşacaktır.

MACRONUN SEÇENEKLERİ

Macron iktidarı emeklilik reformuna karşı güçlü ve kitlesel bir direnç gösteren emek cephesini geri püskürtmek, bölmek yada en azından daraltıp direncini kırmak için çeşitli seçenekleri devreye sokabilir.

Bunlardan biri, küçük tavizler vererek emekçiler ve sendikalar içinde bu tavizlere razı olanlarla olmayanlar tartışmasını kışkırtarak hareketi bölmek isteyecektir. 

Gerçi kimi küçük tavizler verdi ama pek işe yarar gibi görünmüyor.

Bir diğer seçenek, tıpkı sarı yelek hareketine karşı uyguladığı gibi zor ve zorbalığa yönelmek… 

Pravakasyonlarla, polis şidetti ve baskısı ile hareketi bastırıp  daraltarak geri püskürtebileceğini düşünebilir.

Bu seçeneğin iktidar ve sermaye cephesini korkutan tarafı ise   hareketin topyekün bir halk hareketine dönüşüp daha da radikalleşme risklerini içinde barındırıyor olmasıdır.

Yine seçeneklerden bir diğeri ise,  merkez sağ parti olan cumhuriyetçileri yanına çekip parlemento çoğunluğunu elde etmek için erken seçim tehtidini kullanmak. 

Zira, cumhuriyetçiler, içerisinde bulundukları dağınıklık ve parçalı durumdan dolayı bir daha bu kadar güçlü parlementoya seçilemeyecekelerinin korkusunu yaşamaktalar.

Ve son seçenek olarak Macronun 49/1 yasasının cumhurbaşkanına verdiği yetkiyi kullanarak,  halkı parlementoyu ve senatoyu hiçe sayarak reformu yasallaştırmak.

Bu da halktan ve « demokratik cumhuriyet kurumlarından kopmuş bir cumhurbaşkanı görüntüsü ile meşrutiyetini tartışma konusu haline getirecektir.

Görüldüğü gibi Macron iktidarı her yönüyle bir sıkışmışlık içerisindedir.

EMEK CEPHESİNDE DURUM NEDİR !

Uzun yıllardır meydanlardan uzak duran sendikaların da içinde olduğu 8 konfederasyonun birlikte hareket etmesi emek cephesinin en olumlu ve umut veren yanını oluşturuyor.

Bir iki eylem yapar sonra bölünürler gibi olumsuz beklentileride boşa çıkaran bir kararlılığın hala devam ediyor olması hareketin bir diğer olumlu yanına işarettir.

Bir çok sendika merkezlerinin tüm bölge şubelerine, 7 mart’dan itibaren grev ve direnişlerin daha yaygın ve süresiz olma durumlarına hazırlıklı olmaları gerektiği yönünde çağrı ve uyarılar yapması bir başka olumluluktur elbette.

Kısaca, emek cephesi ve kurumları olan sendikaların topyekün bir mücadeleye hazırlanıyor olması umut vericidir.

 Biz Türkiye kökenli göçmenlerin bu mücadeleye katılımı bir hayli zayıf görünüyor. 

Oysa, Fransa emek cephesinin kazanımlarıda kayıplarıda bizleri doğrudan etkiliyor.

Bu bizim de meselemizdir.

Daha fazla duyarlılık, daha güçlü katılımlar sağlayalım.