Fransa'da Yaşam

La Vie en France (aylık fransızca ve türkçe gazete)

Covid-19’un ortaya çıkışının ilk kronolojisi: Bilmek ve Planlamak

Çin'e giden uluslararası koronavirüs gözlem misyonu başkanı Bruce Aylward, 25 Şubat'ta Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında.

Çin'e giden uluslararası koronavirüs gözlem misyonu başkanı Bruce Aylward, 25 Şubat'ta Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında.


Paskal Marichalar

Bu yazı https://laviedesidees.fr adresinde 25 Mart’ta yayınlanmıştır.
Eren Can ve Kıvanç Demir tarafından Fransızcadan çevrilmiştir.

Yaşadığımız küresel salgın ve fransız topraklarına görülmesinin ardından neleri bilebilir ve planlayabiliriz? Bu sorulara en iyi yanıtları vermek için başlayacağımız yer şurası olacaktır: Ünlü bilim dergisi « Science »da yayınlanan makale ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Aralık ayının sonunda yapmış olduğu açıklama. 

Eski Sağlık Bakanı’ndan Kan donduran İtiraf

Monde gazetesinde eski sağlık bakanı Agnés Buzyn’le yapılan röportajın 17 Mart’ta yayınlanmasından beri toplumun her kesiminden fransız yönetimine eleştiriler yağmaya başladı. Eski sağlık bakanının Ocak ayının başından beri başbakanı yeni coronavirus salgınının potansiyel ciddiyeti konusunda uyardığını, hatta yerel seçimlerin ertelenmesi gerekebileceğini bile söylediğini açıklaması, kan dondurcu bir itiraf olarak yorumlandı. Yani Sağlık Bakanı ve hükümetin geri kalanı riskin büyüklüğünü bilmesine rağmen hiçbir şey yapmamışlardı. O zamandan bu yana, her geçen gün, sağlıkçıların kullanması gereken maskeler ve tanı kitlerinin yetersizliği de güven derecesi hali hazırda sarı yelekler krizi ve emeklilik reformu nedeniyle büyük ölçüde zarar görmüş bir siyasi iktidarın itibarınını ise hiç de pekiştirmedi.

Tarih 19 Mart’ı gösterdiğinde ise yüzlerce doktor Agnés Buzyn ve Edouard Philippe hakkında suç duyurusunda buludu. Temel suçlama ise şöyleydi: « tehlikenin farkında vardıkları halde  gerekli araçlara sahip olmalarına rağmen önlem almak için herhangi bir şey yapmamak ». Ertesi gün Başkan Emmanuel Macron ise özeleştiri yapmayı reddederek, Fransa’yı etkileyen krizin öngörülemediğini öne sürerek «krizin Fransa’ya gelmesinin ardından bizi uyaranları tebrik ediyorum »  diyerek eleştirileri ciddiye almadı.

Bugünün tarihi

Eğer bir kronoloji yapacaksak, bu metin Covid-19 krizine bazı ampirik verilerle katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda bu metin, bizi yöneten kişilerin neler bildikleri ve onların neyi öngörebileceğini incelemekle ilgili olacaktır. Bunun için Fransa örneğinde son üç ayla sınırlı bu halk sağlığı krizinin gelişiminde belirleyici bir rol oynayan ve son yıllarda alınan bazı kararları (maskelerin depolanması ve daha genel olarak kamu hastanesinin finansmanı da dahil) açığa çıkarmak gerekiyor.

Aralık ayının sonunda Wuhan’dan gelen daha önce görülmemiş solunum yolu hastalığından, neyi ne zaman öğrendik? Bu öğreniminin her etapında hangi gelişim senaryoları masaya kondu? Hastanelerin, hastaları tedavi etmesini sağlamak için gerekli imkanlarla donatılmış hale gelene kadar, tüm nüfusun hapsedilmesinin gerçekten beklemek zorunda mıydık? Bu kötü hedeflenmiş önlemleri neden son ana kadar bekledik?

Böylesine sıcak bir gündemin zaman çizelgesini çizme planı karmaşık görünebilir. Covid-19 hastalığı çevresinde, sahip olduğumuz bilgiler bol miktarda, eşit olmayan kalitede, geniş çapta paylaşılan ve olağanüstü bir hızla gelişiyor. Bilimsel düzeyde ise yayın için gönderilen ancak bağımsız otoriteler tarafından henüz incelenmemiş veya kabul edilmemiş verilerin ve sonuçların çok daha hızlı paylaşılmasına izin veren hakem değerlendirmesini geçmeyecek bazı « değerlendirme-öncesi » makalelerin tarihde benzeri görülmemiş bir öneme sahip olduğunu vurlamak gerekiyor. Covid-19’lu hastalara hidroklorokin verilmesi etrafında dönen tartışmalar, aynı zamanda bilimsel titizlik mantığı arasında var olan çatışmayı (sonuç elde edilene kadar bir bilgi doğru değildir kuralını) ve tedavi gerektiren acil durumda (bir yaşam veya ölüm durumunda, hastaya zarar vermediğimiz sürece ) tüm olanakları kullanma önceliğini de göstermiştir.

Bu tartışmaları bölmemek için, tam olarak tanımadığımız şey hakkında bildiklerimiz veya bildiklerimizi düşündüklerimiz hakkında basit bazı göstergeleri seçtim ki nihayetinde her an neyi öngörebileceğimize dair bazı fikirleri edinebilelim. En açık gösterge ise uluslararası üne sahip Science dergisinde yayınlanan yeni koronavirüsün genetik sentez verileri. Ancak Sağlık Bakanlığı’ndaki birilerinin Science dergisini okuduğunu öne sürmek ne yazık ki şu aşamada mümkün değil.

Konuyla ilgili ilk Science makalesi 3 Ocak tarihli. O zamandan beri, yaklaşık altmış makale ortaya çıktı (21 Mart itibariyle). Uzman bilimsel gazeteciler (özellikle Jon Cohen, Kai Kupferschmidt) tarafından yazılan bu makalelerin hepsi benzer bir yapıya sahipti: bazı önemli soruları  (virüs türü, bulaşma, kuluçka süresi, belirtiler, ölümcüllüğü…) içeren çalışmalara dayanan ve ayrıca sağlık yönetim organlarının kararlarını ve tavsiyelerini yansıtıyorlar-  tabii ki her şeyden önce Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyeleri . Bu makaleler, temel bilim ve tıp kültürüne sahip herkes tarafından erişilebilirler. Ülkemizde sağlık risklerini yönetenler de dahil. Bu makalelerde gazeteciler hem ortaya çıkan fikir birliğini hem de kalan belirsizlikleri ve öngörülen farklı evrim senaryolarını vurgulamaktadır.

Aşağıdaki tarihlerin tümü Science dergisinin makalelerinden alınmıştır. Bu metinde, hastalığın anahtar yönlerinin keşfinde ve salgının yönetimine yansımalarında bazı önemli tarihler üzerine duruyorum. Salgının siyasi yönetimi açısından dört ana tarihi tanımladım: hastalığın ortaya çıkması (Ocak ayının ilk yarısı), bir pandemi olasılığını ciddiye alma (5 Şubat) , gerçekten de bir pandemi olduğunu teyit etti (25 Şubat), Çin yönetiminden çıkarılacak dersler (2 Mart).

Böylelikle aşağıda vereceğim zaman sınırlarını da son tarihler olarak yorumlamak gerekmektedir. Bazı bilgilerde belirsizlik bulması halinde bile Science dergisi tarafından aktarıldığı zaman, bilim insanlarının belli bir fikir birliğine varmış olması önemlidir. Ancak bu yöntem, daha önce dolaşıma giren görece eksik ve üzerinde daha az uzlaşılmış belirtileri dışlamaz. Aynı zamanda bu belirtilerin politikacıları bilgilendirmiş olabileceğini de yadsımaz.

Ocak başı: Hastalığın ortaya çıkışı

3 Ocak: Science dergisi, uzman çevrelerce dolaşıma sokulan bilgileri bizimle paylaştı. (“Bilim adamları, Çin’i pnömoni salgınına bağlı virüs hakkındaki verileri hızla paylaşmaya çağırıyor”, Dennis Normile, Jon Cohen, Kai Kupferschmidt, Science, 9 Ocak 2020). Çin’in Wuhan şehrinde birkaç düzine atipik pnömoni vakası tespit edildi.

9 Ocak: Çinli yetkililer birkaç gün önce ortaya çıkan salgının, önceki salgınlarda yer alan virüs olan SARS veya MERS olmadığını doğruladı (« Bilim adamları Çin’e pnömoni salgınına bağlı virüsle ilgili verileri hızla paylaşmaya çağırıyorlar », Dennis Normile, Jon Cohen, Kai Kupferschmidt, Science, 9 Ocak 2020). Yetkililer virüsü koronovirüs olarak tanımlayarak izole ettiklerini, genom dizinini çıkarttıklarını ve bir tarama testi geliştirdiklerini açıkladılar. (bir virüs hakkındaki bilgiler tarihte hiçbir zaman bu kadar kısa sürede açıklanmamıştı). Çinli yetkililer ayrıca virüsün insandan insana bulaşmasının mümkün olmadığını söylediler. Science’ın görüştüğü bulaşıcı hastalık uzmanı Peter Daszak ise bu noktada daha ihtiyatlı davranarak: « İnsandan insana bulaşma olmadan bu kadar çok vakanın nasıl olabileceğini anlamıyorum. (…) Bu noktaya kırmızı bir bayrak yerleştiriyorum » dedi ve birkaç gün sonra yeni veriler onun haklı olduğunu doğruladı.

11 Ocak: Çinli araştırmacılar, virüsün genetik dizisini dünyanın geri kalanıyla paylaştılar ve tarama testlerinin yapılmasına izin verdiler (« Çinli araştırmacılar, Wuhan pnömoni salgında yer alan virüsün taslak genomunu ortaya koyuyorlar », Jon Cohen, Science, 11 Ocak 2020).

Şubat başı: Küresel salgın olasılığı

Şimdi 30 Ocak makalesine geçelim (« Çin’deki virüs salgını küresel acil durum ilan etti », Kai Kupferschmidt, Science, 30 Ocak 2020). Dünya çoktan değişmişti bile. Science dergisi, DSÖ’nün artık yeni koronavirüsünün dünya çapında bir halk sağlığı problemi olduğunu belirterek, örgütün bu virüsü Halk Sağlığı Acil Durumu olarak değerlendirdiğini bildiriyordu. (Uluslararası Endişe: Halk Sağlığı Acil Durumu). Hastalık hali hazırda 18 ülkeye yayılmış, dünya çapında yaklaşık 8.000 kişinin testi pozitif çıkmış ve bunların 170’i hayatını kaybetmişti (hepsi Çin’de). Almanya, Japonya, Tayland ve Amerika Birleşik Devletleri’nde de virüsün görüldüğü, ancak bu vakaların Çin’den evine dönen bir kişiyle direk bağlantısı olmayan kişiler olduğu, bu nedenle DSÖ bu salgını « komünal » bir yayılma olarak tanımlamıştı. DSÖ Direktörü Dr. Tedros’un açıkladığı gibi, “bu tanımın ana nedeni Çin’de olup bitenler değil, diğer ülkelerde neler olduğu » idi. Ya da daha doğrusu, DSÖ’ye göre her ülke bu salgına hazırlanmalıydı. Ancak Science dergisin gözlemcilere dayandırdığı habere göre DSÖ bile açıklamasını geciktirmişti. Bu açıklama bir hafta önce de yapılabilirdi, bunun nedeni olarak da DSÖ komitesinin o dönemde çok bölünmüş bir yapı sergilemesi gösterildi.

5 Şubat‘ta Science’taki makalenin başlığı ise geleceğe ilişkin belirsizliği açıklıyordu: « Yeni koronavirüs durdurulacak mı?  Yoksa bir küresel salgına mı dönüşecek ? (“‘ Bu canavar çok hızlı hareket ediyor. ”Yeni koronavirüs durdurulacak mı? Yoksa küresel salgına mı dönüşecek?”, Kai Kupferschmidt, Jon Cohen, Science, 5 Şubat 2020). Makale, hastalığı anlamak ve salgını yönetmek için üç önemli dönüm noktasını bize göstermekteydi.

İlk dönüm noktası hastalık belirtisi göstermeyen (asemptomatik) hastaların varlığı ile ilgili. Ocak sonunda, 565 Japon vatandaşı Wuhan’dan geri gönderildi ve hepsi test edildi. Sonuç ise bir sürprizi barındırıyordu: test sonucu pozitif çıkan 8 kişiden 4’ü hiçbir belirti göstermiyordu. Bu epidemiyologlar için yeni bir kırılmaya işaret ediyordu: asemptomatik formları olan bir hastalık, salgını engelleme çabalarını büyük ölçüde karmaşıklaştırır çünkü bir kişinin hastalık kapmış olup olmadığına diğerlerine bulaştırmadan bilme olacağımız ortadan kalkar.

Sadece asemptomatik hastalar değil, aynı zamanda bu belirti göstermeyen hastaların bulaştırıcı da olabildiği tartıştılıyordu. Aynı Science makalesi, birkaç gün önce yayınlanmasından bu yana tartışmalı olan Almanya’da yapılan başka bir çalışmadan bahsediyor (« Yeni koronavirüsün semptomsuz insanlar tarafından bulaşabileceğini iddia eden çalışma kusurlu », Kai Kupferschmidt, Science, 3 Şubat 2020) : araştırmacılar ilk önce asemptomatik bir hastanın potansiyel bir taşıyıcı olduğu sonucuna vardı. Daha sonra hastanın uygun bir klinik muayeneden geçmediği, sadece sıradan ve standartları karşılamayan bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

Ancak yazarlar özür diledi ve hatanın sahtekarlıktan değil, acelecilikten olduğu açıklandı. Birkaç gün sonra, makale yeni ve değiştirilmiş ama eşit derecede ilginç ve rahatsız edici bir sonuçla yayınlandı: evet, hastanın birçok semptomu vardı, ancak bunlar hafif derecedeydi (hasta bunu fark etmeyebilir). Bu ise kendi başına salgını durdurma stratejileri için büyük bir engel teşkil ediyordu.

5 Şubat’taki makaleden ikinci önemli ders ise gelecekle ilgiliydi ve iki olası alternatif senaryo sunulmaktaydı: salgının yayılmasının durdurma çabaları ya başarılı olacaktı ya da küresel bir salgına (pandemi) dönüşecekti. Görüşüne başvuralan uzmanlar ise, iki senaryodan birini kesin olarak ortadan kaldırmanın bir yolu olmadığını ifade ediyorlardı. Hatta ikincisine daha muhtemel  gözüyle bakılıyordu. Harvard Üniversitesi halk sağlığı okulundan epidemiyolog Marc Lipsitch, pandemiye kararlı bir şekilde vurgu yapıyordu: « İki veya üç hafta içinde yayılma durdurmazsa birçok kıtada yüzlerce vakayla karşılaşmamız sürpriz olmayacak »

Son olarak ise, 5 Şubat’ta Science dergisinde yayınlanan makalenin bir paragrafı « hastalık yönetimindeki en büyük zorluklardan birinin ciddi vakaların yönetimi » olduğunu anlatıyordu. O tarihte, Çin’deki hastalar üzerinde yapılan çalışmalar yaklaşık% 2’lik bir ölüm oranı tespit etmişti. Ancak başka bir rakam ortaya daha çıktı ve aynı derecede endişe vericiydi: bazı çalışmalar, enfekte olanların yaklaşık% 20’sinin hastalığın ciddi formlarından muzdarip olduğunu ve hastaneye yatmayı gerektirdiğini gösteriyordu. İki bilim gazetecisi, « Daha ciddi vakalar sağlık sistemleri üzerinde daha fazla baskı yaratacak – Wuhan’daki hastaneler zaten dolmuş durumda» diye bildiriyordu.

11 Şubat‘taki bir Science makalesi ise, enfekte ülkelerde, laboratuvarların tanı kiti geliştirmek için çılgın bir yarışta başlatıldığını bildiriyordu (« Laboratuvarlar  gizli koronavirüs enfeksiyonlarını tespit etmek için mücadele ediyor », Jon Cohen, Kai Kupferschmidt, Science, 11 Şubat 2020). Yazarlar, « Bugün, yaygın vaka sayısı için yeterli tarama kiti mevcut değil » diyordu. Hubei eyaletinin bazı bölgelerinde, gazetecilerin tarama ve tanı kiti eksikliği gösteren hikayelerine de yer veriyordu.

25 Şubat : Pandemi Galip Geldi

25 Şubat’ta Science dergisi kesin bir şekilde şöyle birdiriyordu: pandemi galip geldi « Koronavirüsün durdurulması imkansız görünüyor. Dünya şimdi ne yapmalı ? » (Jon Cohen, Kai Kupferschmidt, Science’da , 25 Şubat 2020’de ). İtalya kuzeydeki 10 şehirini karantina altına almış ancak Dünya Sağlık Örgütü resmî olarak bir pandemi durumu henüz ilan etmemişti. “Dünyanın farklı bölgelerindeki salgınlar”dan bahsetmeye devam ediyor, ama bu çekingenliğin gerekçeleri bilimsel olmaktan ziyade politik olduğu çok açık bir şekilde görülüyordu. Doktor Tedros ve meslektaşları, tehdidin ciddiye alınmamış gibi göründüğünü ve birçok dünya devletlerinin eylemsizliğinden endişe ediyorlardı. Gazeteciler, Dünya Sağlık Örgütü’nün salgını resmen ilan etme anını ertelemek istediğini, çünkü mesajın bir yenilgi itirafı gibi yorumlanmasından ve devletlerin bundan sonra yenilemez bir düşman karşısında vazgeçmeye eğilimi göstermesinden korktuğunu, düşünüyorlardı. (DSÖ 12 Mart’ta salgını bir pandemi olarak ilan etti)

Bu sırada, bilimsel planda, dünyanın dört bir yanındaki uzmanlar zaten bir pandemi durumunun teşkil ettiğini üzerine hemfikir olmuşlardı bile. Oxford Üniversitesi’nde salgın hastalıklar uzmanı olan Christopher Dye ile Science tarafından yapılan bir röportaj şöyle diyordu: “Bana öyle geliyor ki, virüs gerçekten Çin’den yayıldı ve şu anda geniş bir bulaşma sürecinde. (…) artık bu salgını başarılı bir şekilde kontrol etme olasılığı konusunda çok daha  karamsarım»

Harvard üniversitesinden salgın hastalıklar uzmanı Marc Lipsitch ise, « bulaşma eğrisini düzleştirmek » cümlesiyle özetlenebilir bir stratejinin önemi üzerine ısrarla duruyor ve hastalığın geciktirilmesinin faydalı  olacağını ifade ediyordu. Böylelikle, hastaneler üzerindeki daha az baskı olacağını, savunmasız sağlık çalışanların kendilerini geliştirmeleri, vatandaşların hazırlanabilmeleri, potansiyel olarak hayat kurtarabilecek ilaçları test etmek ve uzun vadede aşılar için daha fazla zamana kazanabilineceğini vurguluyordu: « bugün mü yoksa altı ay sonra mı koronavirüse yakalanacağım gibi bir seçeneğim olsaydı eğer, açıkçası altı ay sonrasını tercih ederim »

Science dergisi bilimsel bir araştırmanın yürütücülerinden biri olan Christopher Dye’e atıfta bulunarak, Çin’de toplu taşımacılığın askıya alınması, eğlence yerlerinin kapatılması ve toplanma alanlarında bulunmanın yasaklanmasının hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için etkili tedbirler olduğunu sonucunun çıkarılabileceğini vurguluyordu. Dye, okulları ve işyerlerini kapatmak, enfeksiyonlu evleri isole etmek gibi önlemlerin alınmasının, « temelde önemli bir halk sağlığı kararı »  olduğunu belirtiyordu. Bu önlemleri almamanın ise  « virüsün bilinçli olarak yayılmasına izin vermekle eşdeğer olduğuna » dikkat çekiyordu.

Aynı haberde, koronavirüs-19 üzerine Dünya Sağlık Örgütü’nün önde gelen uzmanlarından birisi olan Bruce Aylward, Çin’den öğrenilecek esaslı bir ders olduğunu düşünüyordu: « burada hızlı davranmak her şeydir». Önlemler ne kadar erken alınırsa, o kadar etkili olacaktır diye de ekliyordu. ( Herhangi bir önleyici tedbirin yokluğunda, bir hanedeki gerçek vaka sayısının yaklaşık her altı günde iki katına çıkacağını tahmin ediliyor)

Mart Başlangıcı: Çin stratejisinin başarısı

2 Mart‘ta Science dergisi, Bruce Aylward başkanlığındaki DSÖ ekibi iki hafta boyunca Çin’deki Covid-19 salgınlarının merkezlerini ziyaret ederek hazırladıkları çok önemli bir raporun bulgularını bizimle paylaşıyordu. (« Çin’in agresif önlemleri koronavirüsü yavaşlattı. Başka ülkelerde çalışmayabilirler », Kai Kupferschmidt, Jon Cohen, Science, 2 Mart 2020). Bilim gazetecisi Kai Kupferschmidt, bu raporun yayınlanmasının önemli bir dönüm noktası olduğunu da twitter hesabından duyuruyordu.

Ana sonuç: Çinliler salgını durdurmayı başardılar. Taranan yeni günlük vakaların sayısında ve yeni günlük ölümlerde azalma gösteren rakamlar yanlış değildi. Robert Koch Enstitüsü’nden gözlemlere katılan bir epidemiyolog olan Tim Eckmanns şöyle diyordu: « Bu sayıların gerçek olmasının hiçbir yolu olmadığını düşünüyordum » Ancak, o da fikrini değiştirdi çünkü hastanelerde gittikçe daha fazla boş yatak yer alıyordu.

Burada Science dergisinin makalesindeki bir bağlantıdan indirilebilecek kırk sayfalık bir PDF belgesi olan DSÖ raporunun ayrıntılı içeriğine dayanak ilerleyeceğim. Bu raporun içeriği de Bruce Aylward tarafından 4 Mart‘ta New York Times’a verdiği bir röportajda çok iyi özetlenmiştir.

Rapor özellikle test sonucu pozitif olan insanların etkileşim içinde oldukları kişilerin izleme politikasının kalitesini, hızını ve ölçeğini vurgulamaktaydı.

Salgının erken dönemlerinde, Çin, kızılötesi termometreler kullanarak bireylerin arabalarından inmeden sistematik olarak genel vücut sıcaklığı testi politikasını uygulamaya koydu. Kuşkusuz, bu çok kesin sonuç verici değildi. Hastalık belirtisi göstermeyen (asemptomatik) taşıyıcıları veya vücud sıcaklıklarını ilaçlarla düşüren bireyleri ıskalarken, Covid-19’dan başka nedenlerle ateşi olan bireylerini de tespit ediyordu. Ancak bu, bir sıralamaya (tiraj) yapmaya izin veriyordu. Çin aynı zamanda, enfeksiyondan etkilenmiş tüm bölgelerde maske takılması ve ellerin düzenli olarak yıkanmasını zorunlu tutuyordu.

Potansiyel olarak pozitif kişiler, semptomlar veya hastalarla temasları sayesinde taranıp ayıklanıyordu. Tarama testleri dört saat içinde yapılıyor ve bu sırada taranan kişilerin sonuçlarını beklemesi gerekiyordu. Biyolojik tarama testlerinin yokluğunda ise (birçok eksiklik vardı) ek olarak, hastalığın klinik belirtileri olarak kabul edilen akciğerdeki enfekte olan bölümlerin görülmesini mümkün kılan hızlı tarayıcılar kullanılıyordu. Her tarayıcı makinesi günde 200 adete kadar kullanılabiliyordu (yani analiz başına 5-10 dakika).

Wuhan’da, pozitif test sonuçlu insanların temaslarını tam zamanlı olarak izlemekle meşgul olan 1.800’den fazla epidemiyolog ekibi (takım başına en az beş kişi) bulunuyordu. Bölgeye bağlı olarak, belirlenen temasların %1 ila 5’i virüs için pozitif test sonucu elde ediliyor ve temas izleme araştırması böylelikle tekrarlanıp genişletiliyordu. Bir topluluk kümeleri tanımlandığında, okullar, tiyatrolar ve restoranlar kapatılıyor ve irtibat kişiler izole ediliyordu. Sadece salgının doğduğu Wuhan metropolü tamamen izolasyona alınarak karantina altına alınmıştı.

İlk semptomlardan hastaneye yatış/izolasyona kadar geçen ortalama süre, yani 15 gün ile salgına yakalanma başlangıcı olan yaklaşık 2. gün arasındaki geçen süre, hasta bir kişinin bulaştırıcılık potansiyelini gösteriyordu.

New York Times ile yaptığı röportajda Bruce Aylward, DSÖ ekibi tarafından görülen hastanelerin, suni solunum cihazları ve ECMO makineleri ile donatıldığını ve makineler sayesinde oksijenlenen kanın akciğere ulaşabildiğini belirtiyordu. Davet edilen uzmanlar şaşkınlıka, hastanelerin İsviçre veya Berlin’deki uzman merkezlerden daha donanımlı görünümlü olduğuna da tanıklık ediyorlardı.

DSÖ raporunun sonucu ise şu şekildeydi: « [Çin’de alınan] bu önlemler, insandan insana bulaşma zincirini kesintiye uğratabileceğini veya en aza indirebileceğini kanıtlayan tek önlemdir. Bu önlemlerin temelinde, vakaları hemen tespit etmek, çok hızlı teşhisler yapmak ve pozitif hastaların derhal izolasyonu, titiz takip ve yakın temasların karantinası bulunmaktadır. » Rapor ayrıca halkın bu önlemleri almasının ve kabul etmesinin önemini de vurgulamaktaydı.

2 Mart‘ta yayınlanan Science makalesinde iki uzman, Lawrence Gostin ve Devi Sridhar, yine de  bizleri uyarmadan edemiyorlardı: Çin rejiminin otoriter doğası ve insan hakları ihlalleri, salgın yönetimi politikasının etkinliğinde kesinlikle rol oynadı. Ancak Washington’daki bir düşünce kuruluşunda bir kamu sağlığı uzmanı olan Jeremy Konyndyk, bizi daha iyi örnek olacak iki demokratik rejim olan Singapur ve Hong Kong’a daha fazla bakmaya davet ediyor: “Benzer derecede bir titizliğin daha az acımasız bir şekilde uygulanması ».

Dünya Sağlık Örgütü’nün 28 Şubat raporunda hiçbir zaman son çare çözümü olan ülkenin tüm nüfusunun karantinasını teşvik etmediğini unutmayalım. Uzmanlar, kitle taraması ve izlemesine ve kişilerin izolasyonuna dayalı olarak daha hedefli ve kaynak açısından verimli bir politika için hala zaman olduğunu öne sürüyorlar.

Sonuç

Bu kısa taslak, Science’ı okuyanlar için Covid-19 koronavirüs salgınının kavranmasının dört önemli tarihi açıklamaktadır. Ocak 2020‘nin başlarında, özellikleri bilinmeyen bu yeni hastalığın varlığını öğrendik. Şubat ayının başında, gerçeklerle yüzleşmek zorundaydık: uzmanlar pandemi senaryosunu dışlayamaz durumda ve hatta bu senaryolardan ikicisinden daha olası olduğunu düşünüyor gibi görünmektedi (diğeri salgını durdurma başarısıdıydı). 25 Şubat’ta pandeminin hüküm sürdüğü tespit edilmişti. 2 Mart’ta DSÖ ziyaret raporunun analizi iki şeyi göstermektedir: virüsün çılgınca ilerlemesini durdurmak mümkündür; Bunu yapmanın yolu, pozitif test sonucuna sahip insanların temaslarının izlenmesi ve derhal yalıtılması ile büyük ve ultra hızlı taramalar yapmaktır.

11 Şubat‘tan itibaren Science dergisi okuyucularını biyolojik tarama testlerinin olası eksikliğine karşı uyardığı dikkate alınmalıdır. 28 Şubat DSÖ raporu, koşullara bağlı olarak biyolojik tarama testlerini birleştirmek veya değiştirmek için başka tekniklerin olduğunu da doğrulamaktadır: düzenli olarak sıcaklıkların ölçülmesi, akciğerlerin tarayıcı ile incelenmesi.

Son olarak da bu kronolojinin tamamlanması gerekiyor. Özellikle, Fransa’da bu konularda uzmanlaşmış araştırmacıların ne söylediğinine ve ne yazdıklarına bakarak (örneğin Pasteur Enstitüsü gibi bulaşıcı hastalıklarda uzmanlaşmış kurumların çalışmalarını da dikkatle inceleyerek) Fransa’nın içine girip tarihi yeniden izlemek ilgi çekici olacaktır.

Diğer çalışmalar da, umarım, bu kronoloji taslağını Fransız hükümetinin yaptığı ve yapmadığı şeylerle karşılaştırmamıza izin verir. Ancak bu noktada bir değerlendirme yapmak istiyorum.

28 Şubat‘ta, Çin’de neler yapıldığına dair hayati öneme sahip DSÖ raporu yayınlandı. Bu rapor yalnızca « tüm devlet » ve « tüm toplum » seferberliğinin salgının üstesinden gelmek için gereklilik olduğunu gösteriyordu. Ancak raporun ertesi günü olan 29 Şubat Cumartesi günü, Başbakan Édouard Philippe, emeklilik reformunu oy kullanmadan kabul etmek amacıyla Anayasanın 49.3 maddesini hayata geçirmesini  kuşkusuz uzun bir süre unutulmayacak. Oysa daha bir gün önce DSÖ yakın bir zamanda kontrol edilemeyecek bir salgınla karşı karşıya olduğumuzu, buna karşı ancak kolektif ve dayanışmacı bir acil eylem gerekliliğini göstermişti. Ancak, hükümete göre en acil olan şey, açık olan son pencereden emeklilik yasasını geçirmek için tetiğe basmaktı ve böylelikle bu krizden kar etmeyi ıskalamadı.

Adalet ve hesap sorma vakti geldiğinde, mevcut duruma nasıl geldiğimizi anlamamız gerekecek. Bunun için şimdiden aşağıdaki sorular güncelliğini kaybetmeyecektir.

-Neden maskeler eksikti?

-Neden en ön cephede mücadele veren sağlıkçıların yeterince korunmasının mümkün kılamadık – böylelikle onların enfekte olmasını ve hastalığı yaymasının önüne geçemedik?

-Neden çok az tarama testine sahibiz? (bu eksiklik salgının Fransa’da henüz erken döneminde olduğu zamanlarda alınmış olan bir karar gibi görünüyor)

-Neden en son alınması gereken önlem olan tüm nüfusu süresiz olarak kapattık ve sağlık da dahil olmak üzere insani ve ekonomik açıdan çok pahalı olan ve ayrım gözetmeyen bir silahı devreye soktuk?





Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *

Copyright © FransadaYasam / La Vie en France | Newsphere by AF themes.
fue doujin hentaiparadize.org son swapping sumalatha sex popcornporn.net x maja com hdreporn doodhwali.net porrn video thirunangai sex pakistanipornx.net choda chodi image bp sex vidio chupatube.info pornstar indian سكس طيز كبيره pornolaw.net قصص اثارة hindosex xshaker.net xvideos indian porn xxc video fareporno.org www xxx video hinde com hariyani sex indianpornxclips.com short film malayalam collage girls xnxx xxxvideohd.net hyd sex open blue film originalhindiporn.mobi indianfucking ass licking video desixxxtube.info www sex vidoas com indian aunty porn goindian.net www saksi ftv hot live matureporntrends.com sexvds ramya krishnan hot xxx-pakistani.com hindi movies sex